İZLANDA
22 Mayıs 2016 – 23 Haziran 2016 arasında yaptığım 33 günlük İzlanda gezimde öğrendiklerim, tecrübelerim ve anılarımdan oluşan bilgilendirme yazısıdır.
Bu süreçte gerek instagram hesabım anilunlu70’den, gerek Interrail Türkiye facebook sayfasındaki postlarım ve canlı yayınlarımdan, gerekse bireysel sorulara verdiğim cevaplar ile herkesi gezmeye teşvik etmek, akıllarındaki soru işaretlerini azaltmak ve yanlış bilinenleri doğrularıyla düzeltmek için uğraştım. Bundan sonra da kendi hesabımdan ve Interrail Türkiye facebook sayfasından sizlere bilgi vermeye ve yardım etmeye devam edip bireysel sorularınızı yanıtsız bırakmayacağım.
Bu yazımı;
İzlanda’ya hazırlık,
İzlanda’ya ulaşım,
İzlanda’da konaklama,
İzlanda’da gezilecek yerler,
İpuçları.
Şeklinde yazacağım.
İzlanda’ya hazırlık: Ben İzlanda’da yapacağım gezinin ulaşımını otostopla sağlamayı, konaklama için de çadır kullanmayı planlayarak gittim. Hazırlıklarımı da İzlanda’nın doğasını ve hava şartlarını göz önüne alarak yaptım. Yanıma aldığım her şey bu fotoğrafta olanlardır, fotoğrafı çektikten sonra hepsini çantama yerleştirip evden ayrıldım.
İzlanda yaz ortalamaları 13 derece, kış ortalamaları da -5 derece olan bir ada. Nemin de etkisiyle hissedilen sıcaklık daha düşük oluyor genelde. Lütfen 13 dereceye göre hazırlanıp gitmeyin. 5 dereceye hazırlıklı giderseniz bir sorun yaşamazsınız yazın.
Bu fotoğraftaki her şeyin toplam ağırlığı 29 kg ediyor.
- Sırt çantam: 2 sırt çantası ile yapıyorum her zaman gezilerimi. Biri askeri kamuflaj desenli büyük çantam, diğeri de önüme taktığım küçük çantam. Büyük olan 90 litre civarında ama üzerinde bilgileri yazmayan, bir ana, iki yan ve bir kapak olmak üzere toplam 4 gözü olan bir çanta. Bir çanta alacak olsam bunu almazdım, daha çok gözü olan, daha kullanışlı bir çantayı tercih ederdim. Ama her çantada bakılması gereken ilk özellik sırt desteğidir benim için. Sırt desteği mükemmel olan her çantayı taşıyabilirim.
Önüme taktığım çantam ise Willpower marka 32 litre bir çanta. Bu çantamı da gözlüklerim, param, pasaportum, kameram, telefonum, suyum ve yiyeceklerim, kitabım, bufflarım, yağmurluğum, kulaklığım, powerbank lerim, vb. gün içinde kullanma ihtiyacı hissedebileceğim şeyleri taşımak için kullanıyorum.
Bence her gezgin önünde bir sırt çantası kullanmalı. Bunun onlarca faydalı yönünü sayabilirim, kullandıkça kendiniz de tecrübe edecek ve bana hak vereceksiniz.
- Çadırım: Çadırım “Husky – Beast”. 2 yıldır kullandığım bu çadırdan yana hiçbir sorun yaşamadım. Her şeyi en ince detayına kadar düşünülmüş ve eklenmiş. 3 kişilik bir çadır.
Çadırın altına sermek için kullandığım mavi çuvalı da bir hırdavatçıdan aldım. Çadırı kurmam gereken yerler bazen taşlık, bazen ağaç kökleriyle dolu bazen de keskin hatlara sahip zeminler olabiliyordu. Hem yalıtıma destek olması için hem de çadırın altındaki su geçirmez malzemeyi korumak adına bu çuval çok faydalı oldu.
- Uyku tulumum: “Evolite – Thor” uyku tulumunu kullanıyorum 2 yıldır. -18 extreme, -8 comfort derecelere sahip bu tulum. Ağırlığı 1 kiloyu biraz geçiyor. 0 dereceye yakın sıcaklıklarda titreyerek uyandığım geceler oldu Norveç’te. O sebeple termal içliklerimi, kalın kıyafetlerimi üst üste giyerek giriyorum bu tulumun içine. Bana -8 gibi hissettirmeyen bir ürün. Daha iyisine sahip olmayı isterdim.
- Ayakkabım: “Columbia – Conspiracy III outdry” ayakkabıyı 2 yıldır gezilerimde kullanıyorum. Su geçirmez ve kısa bir model. Bileksiz olmasını hem dağda hem şehirde kullanabilmek için özellikle tercih ettim. Herhangi bir sorun da yaşamadım bu ayakkabıyla ilgili.
Çok yürümeye bağlı olarak kenarında aşınma oluştu. Geçen yıl değişim talebim olumlu karşılandı ve aynı modelin sıfırı ile değiştirdim ayakkabımı. Bu yıl yine aynı aşınma ile karşılaştım ve yine değişim talebim olumlu cevap aldı. Böyle ürünlerde tüketici dostu markalardan şaşmamak lazım. Columbia ayakkabı tercihimden memnunum.
- Kameram: Bu geziye çıkmadan önce aldığım “GoPro Hero4 Silver” kameram ve “İphone 5” cep telefonumla yaptım tüm çekimlerimi. GoPro için tripod, selfie çubuğu, farklı kılıflar, monte etme aparatları ve suda batmamasını sağlayacak ekipmanları aldım yanıma. 8 adet yedek pil ve şarj cihazı da fotoğraftaki siyah kutunun içinde.
GoPro uygulaması sayesinde de kamera ile telefonu birbirine bağlayıp uzaktan çekimler de yaptım.
- Matlarım: Genelde herkesin kullandığı askeri yeşil matı ben de severek kullanıyorum. Onun üzerine de Decathlon’dan aldığım “Quechue Forclaz Air” şişme matı kullanıyorum. Böyle uzun yolculuklarda dinlendiğimi hissettirdiği için şişme matı yanımdan hiç ayırmıyorum.
- Ateş ekipmanlarım: Testerem klasik katlanabilir, özel bir markası olmayan bir testere.
Bıçağım Bora – 410 Shogun Wenge. Yanımda gereksiz ağırlık olmaması için balta götürmedim. Bu bıçak balta ihtiyacımı da rahatlıkla karşılayacak özelliklere sahipti.
Penseli çakı, magnezyum çubuğu, suda sönmeyen kibrit, farklı uzunluklarda ve kalınlıklardaki ipler de yanıma aldığım diğer malzemeler.
- Hamak: Hamağım “Ticket to the moon” marka, “King Size” bir hamak. İzlanda’ya götürülebilecek en gereksiz malzemem buydu çünkü adada hamak kuracak ağaç bulmak neredeyse imkansız.
- Powerbank: Powerbank’lerim “Xaomi” marka, bir adet 10400 mAh, bir adet de 16000 mAh 2 adet powerbank. Orijinal ürün kullanarak hiçbir sorun yaşamadım. Bu iki powerbank telefonumu İzlanda ve Norveç’in dağlarında 20 güne yakın açık tutabiliyordu.
- Termal içliklerim: Columbia aliminyum nokta yansıtıcılı termal içliklerimi hem alt hem üst olarak yanıma aldım. İyi ki almışım dediğim ekipmanlar arasında yer alıyorlar. Fiyatının hakkını veren ürünler.
- Kıyafetlerim: Evolite’in polarını, KillTech’in kayak montunu, Haglöfs’ün pantolonunu kullanıyorum. Her birinden tek tek çok memnunum. Özellikle Norveç’e gidecek olanlara Haglöfs’ü tavsiye ederim. Norveç – Vestby’de bulunan outlet mağazasından da indirimli şekilde alışveriş yapabilirsiniz.
İzlanda’ya ulaşım: İzlanda’ya gitmek için hava yolunu kullanmak en mantıklı seçenek olacaktır. Keflavik International Airport, İzlanda’ya gitmek için gitmeniz gereken havaalanı. Başkent Reykjavik’e 50 km uzaklıkta bulunan havaalanından çıktığınız zaman otobüslerle başkente ulaşım sağlayabilirsiniz. Benim gibi otostop çekerek de ulaşmak mümkün.
Bizim hem paramız bol hem de keyif yapmaktan yana hiçbir sıkıntımız yok ya da arabamız/karavanımız var onunla gideceğiz derseniz Danimarka’dan feribotla da ulaşım şansı mevcut. Giderken yol üzerinde biraz zaman ayırarak Faroe adalarını gezmek de mümkün.
Ben ulaşımımı Amsterdam’dan 420 TL’ye, WOW Air ile yaptım. Fiyatın içinde 20kg bagaj hakkı da vardı. Gitmeyi düşünenler Amsterdam, Kopenhag, Oslo, Londra gibi şehirlerden ucuza uçuş bulabilirler.
Dönüş uçuşumu da 260 TL’ye Oslo’ya aldım, Norwegian Airlines’tan. Bu fiyata da 20kg bagaj hakkım dahildi. Yine dönüşü yukarıda söylediğim şehirler üzerinden aktarmalı olarak gerçekleştirebilirsiniz.
İzlanda içinde araba kiralayabilir ya da otostop çekebilirsiniz. Araba kiralamaya dair bir fikrim olmamakla birlikte otostopun güneyde daha iyi ve kuzeyde daha seyrek olmak üzere gayet güzel çalıştığını söyleyebilirim.
İzlanda’da konaklama: Ben konaklamamı çadırda yaptım. Ama başka seçenekler de var.
Birçok çiftlik “Guesthouse” adında misafirhanelere sahip. Ortalama fiyatları 30-40€ civarında.
Couchsurfing ile başkent Reykjavik’te konaklamak mümkün.
Doğayla en iç içe olan yol ise çadırda konaklamak. Her köy/kasaba/şehir ve turistik yerde kesinlikle kamp alanı bulabilirsiniz. Kamp alanı ücretleri ortalama 1000 ISK. Duş, elektrik ve araba için de ayrı ücretler belirlemişler. Kullanmak istediğiniz şeyin ücretini ödeyip yararlanabilirsiniz. Hepsinde olmasa da birçok kamp alanında mutfak da mevcut.
Bazı kamp alanlarında da bungalov kiralamak mümkün.
İzlanda’da Gezilecek Yerler: Gezilecek yerleri saat yönünün tersine bir gezi yaptığım için o sırayla yazacağım. Ben otostopla gezdim ama yaptığım plan arabayla gezecekler için. Gün sayılarını ona göre belirledim. Otostopla gezmek için tur renklerine ayırdığın gün sayısını 1.3 ile çarpmanız mantıklı olacaktır.
Maps.me uygulamasını indirip İzlanda haritasını yükleyin. Her yeri işaretleyebilirsiniz.
Bu yerleri sıralarken şöyle bir yol izleyeceğim:
Kırmızı tur – En temel İzlanda gezisi için adanın sadece güneyine vakit ayrılması taraftarıyım. 5-6 günden uzun olmayan geziler için Kırmızı Tur’da olmazsa olmazları listeleyeceğim.
Mavi – Gün sayısı arttıkça Kırmızı Tur’a EKLENMESİ GEREKEN yerler. Mavi yerleri ekleyince turumuz Ring Road çevresinde yapılacak, ortalama 10-12 günlük bir geziye dönüşecek.
Yeşil – Gidilmesi gerektiğini düşündüğüm tüm yerleri ekleyeceğim bu renge. Tüm renklerde yazdığım yerlere gitmek istediğinizde yaklaşık 20 güne ihtiyacınız olacaktır.
Reykjavik – İzlanda’nın başkenti Reykjavik. Bu meşhur fotoğrafı çektiğim yer ise Hallgrimskirkja’nın kulesi.
Reykjadalur – Hveragerdi kasabasının içinden dağın içine gidip 3km yürüyüş sonrasında bulabileceğiniz termal nehir. 40 dereceye yakın su sıcaklığıyla İzlanda’da gördüğüm en eşsiz yerlerden birisiydi. Herkesin kesinlikle gitmesi gereken bir yer. Soğuk biralarınızı yanınıza almayı unutmayın : )
Gullfoss – Gulfoss İzlanda’da görebileceğiniz ilk büyük şelale. 3 kademeden oluşan yer şekli sebebiyle 3 farklı şelale görmeniz mümkün. Benim gibi şanslıysanız gökkuşağı da görebilirsiniz : )
Geysir – Gullfoss’a çok yakında yer alan Geysir, birkaç tane su çukurunun olduğu bir alanda bulunuyor. En büyük olan Strokkur pek patlamaya meyilli değildi ama bir yanındaki, fotoğraftaki, ortalama 10 dakikada bir kez patlıyor. İzlemeye değen bir şölen : )
Thingvellir Ulusal Parkı – Bu park Amerika ve Avrupa tektonik levhalarının buluştuğu yerde bulunuyor. Bu fotoğrafta gördüğünüz ortası yarık yeri referans alırsak sağ taraf Avrupa, sol taraftaki yüksek yer ise Amerika tektonik levhası.
Kerid krater gölü – Gullfoss ve Geysir’e giderken ya da dönerken yolunuzun üzerinde kalan bir krater gölü. 6500 yıllık, bebek sayılabilecek bir yanardağın tepesinde bu göl. Ulaşım açısından en kolay krater gölü burası olabilir İzlanda’da.
Hekla – Bu volkanik dağı yolda giderken solunuzda görebilirsiniz. İzlanda’nın en aktif volkanlarından birisi olan Hekla, uğramanızı gerektirmez.
Seljalandfoss – Bu şelalenin arkasına geçmeniz de mümkün. Hemen ilerisinde de Gljufrabui adında başka bir şelale daha var.
Seljavallalaug – Skogafoss’un 6km gerisindeki sıcak su havuzu. Doğanın içinde bir yer olduğu için giriş ücretsiz fakat Reykjadalur kadar sıcak değil.
Skogafoss – Skogafoss genişliği, su hacmi ve önündeki kamp alanı ile beni kendine aşık eden bir şelale oldu. Şelalenin suyunu takip ederek dağda yapacağınız birkaç saatlik yürüyüş sonucunda, toplamda 22 adet daha şelale görmeniz mümkün.
Kvernufoss – Skogafoss’un 1 km doğusunda, yürüyerek gidebileceğiniz, yine arkasına geçebileceğiniz çok etkileyici bir şelale.
Vik – İzlanda’nın en güneyinde bulunan bu kasaba siyah kumlu plajı ile meşhur.
Skaftafell – Avrupa’nın en büyük buzulu olan VatnaJökull’un bir kolunun yanına tırmanmak mümkün. Farklı turlar satın alarak da buzul deneyiminizi geliştirebilirsiniz.
Jökulsarlon – İzlanda’nın en ünlü buzul gölü burasıdır. Burada 150 metre derinlikteki gölün üzerinde gezinen metrelerce uzunluktaki buz dağlarını görmeniz mümkün. Fok balıkları da bu buzlar üzerinde görülebiliyor. Die Another Day, Lara Croft: Tomb Rider, Batman Begins gibi filmlere sahne olmuştur.
Höfn
İzlanda’nın doğu fiyordları
Rjukandi
Dettifoss – Avrupa’nın en güçlü şelalesidir. 100 metre genişlik ve 45 metre yükseklikten dökülen şelale Vatnajökull’dan beslenmektedir.
Namaskard –İzlanda’nın kuzeyinde, sıcak suyun yüzeye en yakın olduğu yerlerden birisi. Kaynayan devasa çamur kuyuları ve sülfür kokusu sizi sizden alacak : )
Myvatn – Sivrisinek Gölü anlamına gelen Myvatn doğa olarak çok güzel. Mayıs-Haziran arasında ortaya çıkan sivrisinekler ile de meşhur olmaya başlamış. Abartmadan şöyle anlatayım, kamp ücreti sormak için bir binaya yaklaşırken binanın rengini siyah zannetmiştim. Yanına yaklaşınca anladım ki beyazmış.
Godafoss – İzlanda’da görülebilecek en güzel şelalelerden birisidir.
Husavik – Balina gözetleme turlarına katılmak istiyorsanız gitmeniz gereken en doğru adres Husavik olacaktır. 200 TL ile 500 TL arasında değişen turlara katılıp 20 balinaya kadar görmeniz mümkün.
Asbyrgi – İzlanda’nın en ağaçlıklı ve güzel yerlerinden birisi bence bu kanyon. İster araba ile en ucundaki göle gidin, isterseniz kamp alanının yanından başlayan yürüyüş rotasını takip ederek kanyonun tadını çıkartabilirsiniz.
Akureyri – Kuzeyin başkenti sayılıyor. Hem şehir olarak hem doğa olarak çok güzel bir yer.
Hofsos şehir havuzu – İzlanda’ya giden herkese kesinlikle gitmesi gereken bir yer bence bu havuz. 700 ISK giriş fiyatı ile fiyat performans ilişkisi de mükemmel. Bu havuzun tadını çıkarttıktan sonra ya da önce, sol tarafından arkasına dolaşıp bu tahtlarda siz de oturabilirsiniz : )
Hvitserkur – Kuzeydeki yarımadaların içinde görülebilecek güzel şeylerden birisi de su içen bir ejderhaya benzeyen bu doğal oluşum.
Reykjavik’e geri dönüş
Hjalparfoss 
Nauthusagil – Seljalandfoss’un 15km içerisinde yer alan, turistlerin pek bilmediği, orta zorlukta yürüyüş parkuru sayesinde keşfetme güdülerimi harekete geçiren ve kimse olmadığı için çok sevdiğim bir şelale.
Fjadrargljufur
Dalvik
İsafjördur
Dynjandi
Hellalaug
Snaefelsness yarımadası
Snorralaug – 10. yy’dan kalma bir sıcak su havuzu
Hraunfossar
İPUÇLARI
- Reykjavik’teki Hallgrimskirkja’nın kulesine para vermeden çıkın. Sıra varsa sıraya girin çaktırmadan, yoksa evinizin asansörünü çağırır gibi çağırıp binin.
- Birçok kamp alanının kapalı mutfak alanı oluyor. Çok dolu olmayanların mutfaklarına mat ve tulum serip uyuyabilirsiniz.
- Skaftafell’in “Turist Infırmation Office” yanındaki tuvaleti uyumak için biçilmiş kaftan. Değerlendirebilirsiniz : )
- İzlanda’nın soğuğuna karşı hazırlıklı gidin.
- Çadır ya da otel, konaklayacağınız yerde nemi çok fazla hissedeceksiniz. Bunu engellemek için yanınızda mum götürebilirsiniz.
- 5 Haziran Denizciler Günü ( Sailor’s Day). Tüm İzlanda genelinde kutlamalar yapılıyor.
- Myvatn çevresi Mayıs-Haziran arasında aşırı sivrisinekli oluyor.
- Her şehirde şehir havuzları mevcut. Havuzlar termal sıcak su dolu. Blue Lagoon de dahil olmak üzere tüm havuzlarda mayo/bikini olmadan duş almanızı istiyorlar.
- Batı Fiyordlarını (Westfjords) gezin.
- Keflavik civarında konaklamanız gerekirse Start Hostel çok güzeldi.
