Bilgili Site

Balkanların bağrında Adriyatik'e kıyısı olan bir şehir: Budva !

Otobüsten bozma bir uçakla sağ sağlim iniş yapıyoruz da aman Allah'ım bu ne sıcak, kavruluyor ortalık, aylardan Temmuz ! Uçağın bile kliması dayanmadı bu sıcağa ve fırın gibiydi içerisi adeta !

Biliyorsunuz ki Türkiye ve Karadağ arasındaki anlaşmaya göre vize muafiyetimiz var bu arkadaşlarla yani vize almamız gerekmiyor. Sıraya giriyoruz ve yine NON EU sırasında buluyoruz kendimizi. Polise uzatıyoruz pasaportumuzu ve asık yüzlü halinden bıkmış polis İngilizce Ülkeye  geliş amacınız nedir ? diyor biz de sadece turistik amaçla geldiğimizi bildiriyoruz bir cümleyle ve hiç sorun çıkarmadan geçiriyor bizi. Sırbistan'da maruz kaldığımız sorgulamaları bu ülkede yaşamıyoruz. 

Bavullarımızı aldığımız gibi çıkıyoruz havalimanının kapısına ve Budva'ya nasıl gidebileceğimiz hakkında hiçbir fikrimiz yok. Ben gelmeden bir bakınmıştım şöyle ki havalımanından otobüs ile ana terminale gidip oradan da bir otobüsle Budva'ya yol alabiliyorduk ama burada otobüs falan yok ! Budva'da yaşayan ve yerlisi olan bir arkadaşımız geliyor aklımıza ve hemen ona soruyoruz o da bize havalimanından otobüs olmadığını söylüyor ve mecbur taksilere kaldığımızı anlıyoruz. Bakıyoruz herkes taksilere binip gidiyor ve ortada sazan gibi bi biz kalıyoruz.Taksiciler de anlıyorlar tabi mecbur bineceğiz, ikide bir yanımıza gelip Taxi Taxi diyip duruyorlar. Burası bana Türkiye izlenimi veriyor biraz yani o klasik Avrupa medeniyetinden uzakmış gibi. Gözlüklü bir taksiciyle pazarlık sonucu 15 Euro'ya anlaşıyoruz ve biniyoruz klimalı Mercedes taksimize. 

Ortalık biraz köy gibi yani gelişmemiş yerler burası… 20 dakikalık bir yolculuğun sonunda geldik diyor taksici ve 20 Euroyu uzatıyoruz o da okay diyor ve bavullarımızı alıyoruz arkadan ama 5 euro para üstümüzü vermiyor. Ben diretiyorum polisi arayacağıma dair pek umursamıyor ve biz de daha fazla birşey demiyoruz küfür edip iniyoruz araçtan. Hemen terminalin kapısında başka bir taksiciyle tanışıyoruz yıllar önce İstanbul Kapalı Çarşı'da çalışmış olan… O da anlamış bizim mevzuyu ve bu heryerde böyledir diyor, taksiciler hep yapar bunu Türkiye'de de burada da aynı ! Hak veriyoruz ve gişeye gidip Budva otobüsünün saatini soruyoruz ve ikişer bilet alıyoruz 3'er Euro'dan ama 1 'er Euro da bavullar için veriyoruz. Bu arada ülkede nedense Euro kullanılıyor, resmi bir kullanım değil bu ama AB'ye girmeyi zorluyorlar sanırsam bundan dolayı. Euro da TL bazından yüksek olduğu için bizim bütçeyi biraz zorluyor tabi.. Terminalde acıkıyoruz ve düzgün yemek yiyecek pek birşey yok. Elimize birşeyler alıyoruz atıştırmalık ve başlıyor yolculuğumuz. Midibüs tarzı bir araçla 2 saatlik çetin bir yolculuk geçiriyoruz. Eğer araç kiralamayı düşünen varsa tavsiye etmem çünkü ülkedeki tabelalar sıkıntılı ve yollar uçurum gibi. Budva'ya resmen bir dağın tepesinden iniyorsunuz ve yollar daracık. Budvaaaa diye bağırıyor şoför uzaktan ve geldiğimizi anlıyoruz ve Budva terminalindeyiz !

Şimdi buraya Podgorica havalimanından gelene kadar 20 euro Taksiye ve iki kişi de 8 Euro otobüslere harcadık. 2 kişi toplam 28 Euro'ya buraya gelmiş olduk yani , halbuki yanlış yapmışız ama ne bilelim yabancısıyız. Dönüşte tarifedeki gibi 40+5(tünel ücreti) Euro'ya Mercedes aracımızda, püfür püfür klimamızı da açarak geldik 🙂

Sizler için 2016 Temmuz ayında taksi tarifesini paylaşacağım. Bundan yola çıkarak ortalama rakamların üzerine çıkmayın, pazarlık yapın. Bir de bu tür ülkelerde Türkiye'deki gibi tek tip taksi olmuyor. Birçok taksi firması var ve bunların tarifeleri farklı, bu resimdeki taksi tarifesi gayet uygundu.

Budva terminalinden daha önce Booking'ten rezervasyon yapmış olduğumuz evimize gitmek için yola koyulduk. Yolda sürekli taxi taxi diye bizi çevirdiler ama yer miyiz o bir kere olur. Yaya olarak devam etmeye karar verdik ve telefonumuzun navigasyonuna güvenerek asfaltı arşınlamaya başladık. 1 saat kadar yürüdük ve çok yorulduk. Eğer valizleriniz ağırsa ve tekerlerliyse falan sakın yürümeyin yollar çok dik genelde yokuş çıkıyorsunuz. Bizim kaldığımız yer Budva'nın merkezi olan Old Town nin hemen üzerindeki tepedeydi. Denize inmemiz 5 dakikaydı. Evimize yerleştikten sonra biraz şehri gezmeye çıkıyoruz. 

Açıkçası Budva çok ufak bir yer eğer buraya geldiyseniz mutlaka bir gününüzü Kotor Kalesi'ne çıkmaya ayırın, manzaraya değer. Budva'da Old Town denilen surlarla kaplı bir yer var içerisi kocaman ve gerçekten de Old Town. Burada hediyelik eşyacıdan tutun da restaruantlara kadar birçok şey var, genelde halk burada geziyor. Hemen yanında yine marina mevcut. Sahil boyunca yürüyoruz Budva'da Old Town'dan itibaren. Hava kararmak üzere, karnımız acıkıyor ve fiyatlara bakmak için yaklaşıyoruz restaurantlara. Sahil kısmındaki balık restaurantları bize pahalı geliyor, pahalı derken İstanbul Karaköy'de bir balık restaurantı kadar… Biz tercihimizde bi içerideki cadde üzerinde bulunan fastfoodculardan yana yapıyoruz ve burada domuz eti olmayan şeylerden tüketiyoruz, porsiyonlar büyük olması yanı sıra Türkiye'den ucuz geliyor. 

Akşam oldu ve daha önceden arkadaşımın tanıdığı olan Karadağ'lı Tana ile Old Town'da buluşacağız, ufak bir arayıştan sonra buluyoruz kendilerini ve tabi ki tek gelmemiş yanında da Monica 🙂 Tanışıp kaynaşıyoruz hemencecik. Kendileri birçok Karadağ'lı gibi Türkleri ve Türk dizilerini, artistlerini çok seviyor, hepsini de tanıyorlar. Hatta Tana Türkçe dersi bile çalışıyor, not defterini gösteriyor bize çantasındaki… Biralarımızı yudumladıktan sonra kalkıp yol boyu yapıyoruz sahilde. Bir tarafımızda Adriyatik denizinin mehtapla buluşması bir tarafımızda kapkaranlık dağlar.Sonra sesler gelmeye başlıyor uzaktan ve sahilde yanyana dizili gece clublerini keşfediyoruz. Müzikler kulağa hoş geliyor. Arkadaşlarımız şimdilik gidiyorlar ama bize clube girmemizin iyi olacağını çünkü saat 12 'de kapandıklarını söylüyorlar biz de şaka herhalde diyoruz. Tavsiyelerine uyuyor ve clublere tek tek giriyoruz.

Bu sahil clublerinde genel izlenimime göre : Müzikler genelde local ama çok hoş, DJ 'ler işini biliyor, genelde CECA isimli sanatçılarının şarkıları çalıyor, malum meşhur… Garsonlar hızlı alkol ucuz 4-5 TL'ye bira içebilirsiniz. Dam gibi bir saçmalık yok, giriş parası yok. Ama içerde biraz tedirgin olduk, erkek sayısı kız sayısından fazla olmasının yanı sıra Türkiye'de kıro olarak nitelendirilen tipler burada da yok değildi. Karadağ'a Sırbistanlılar ve diğer Avrupa ülkelerinin fakir insanları geliyor genelde tatil yapmaya ve bu tayfa da buralara takılıyor anladığım kadarıyla. Herhangi bir sorun yaşamadan eğleniyorduk ki saat 12 'de gerçekten müzik bitti. Tüm şehirdeki açık alanlar sessize bürünüyor, clubler kapanıyor, çıkışlarına polisler geliyor derhal.

Aslında Budva'nın en güzel ve en ünlü gece clubu Top Hill ve kendisi biraz lüks kesime hitap ediyor.

Fiyatlar hakkında birşey diyemeyeceğim bu konuda bilgim yok ama bu standartlarda Türkiye'de gideceğiniz mekanda ödeyeceğiniz hesabın en az yarısı kadar ucuzdur.

Gidip yatıyoruz ve ertesi gün deniz maceramız başlıyor…

Budva'nın sahilleri çok hareketli, partyler mi dersiniz, çılgın gençler mi dersiniz ne ararsanız var. Denize girebildiğiniz gibi burada su sporları da yapmanız mümkün. Parasailing, paraşüt vb. birçok aktivite var. Ayrıca ufak teknelerle adacıklara da geçip fotoğraf çekilebilirsiniz. 

Denize gelecek olursak bence bir Fethiye'nin Kaş'ın Gümbet'in asla yerini tutacak temizlikte değil ve bizim girdiğimiz yerlerde genelde yosun ve kaya ikilisi vardı. Belki lüks otellerin kendi plajları varsa (emin değilim) buralar kum olabilir. O konuda benden çok iyi puan alabilmiş değil. Deniz turizmi için ülkemiz buradan daha gelişmiş onu söyleyebilirim.

O günün akşamı Karadağ'lı arkadaşlarımız bizi evlerine davet ediyorlar ve davete icabet ediyoruz tabii.Verandada biralarımızı yudumlarken bir yandan sohbet ediyoruz ve Karadağ hakkında bazı şeyler öğreniyoruz. Ülke Sırbistan'dan 2006 senesinde referandum ile ayrılmış. Sebebini soruyorum onlar da bilmiyorlar ve başbakanlarını suçluyorlar. Irkları ve dilleri aynı olmasına rağmen Karadağlılar ile Sırbistanlılar arasında bazı husumetler var. Karadağlılar biraz alay konusu olmuştu, Sırbistandaki pub masalarımızda. Burdan bunu çıkarıyorum ama detayını bilmiyorum. Ülke Sırbistan'ın düşman olduğu AB'ye girebilmek için bazı reformlar yapmış bunlardan en büyüğü Euro kullanımı ve araç plakalarının mavi arkaplan üzerine Avrupa standartlarındaki gibi yazılması. Türkiye hakkında herşeyi biliyorlar, Türk dizisi, sineması ne varsa takipteler. Ertesi gün Sırbistan'a döneceğimiz için Podgorica Havalimanı'na nasıl gideriz diyoruz gelirken yaşadıklarımızı anlatıp. Hemen çıkarıyor telefonunu ve sağolsun taksi durağını arıyor, saat tam 12'de evimizin önüne gelmesi üzerine rezervasyon yapıyor. (Yukarıda taksinin fiyatları var Budva-Podgorica 40+5 Euro) Türkiye'ye gelecekleri sözünü onlardan alıp veda ediyoruz kendilerine.

Ertesi gün gerçekten de tam 12:00 'da taksi kapımıza kadar geliyor ve Mercedes'imizle yola koyuluyoruz.Yol 1 saatten biraz fazla sürdü ve geldik, birazdan uçağımıza binerek Budva'dan ayrılıyoruz. 

Budva'da genel anlamda fiyatlar Türkiye ile aynı hatta bazen pahalı bile olabilir yani Bodrum'la aynı diyebilirim. Ama alkol ve sigara yine yine yine ucuz burada ne yazık ki 🙂

Bir başka gezi yazımızda görüşmek üzere. Sorularınız varsa aşağıdaki formdan çekinmeden sorabilirsiniz.